47-Anayurda katılma kararı

Sınır tespiti çalışmaları yapan Türk-Fransız askeri heyetleri

Resmi ve kesin kurtuluş saatının çalmak üzere olduğu anlaşılıyordu. Hatay Millet Meclisi herşeyi hazırlamış ve Hatay’ın Anayurda katılması için hazırlıklar tamamlanmıştı. Türkiye, Fransa ile de bu konuda bir anlaşmaya önceden varmış, yalnız Hatay sınırlarının tesbiti konusunda küçük bir pürüz kalmıştı.

Bu sırada, yani Hatay Anayurda katılmadan önce 10 Kasım 1938’de eşsiz kahraman, ölümsüz Ata’mızı kaybetmek bahtsızlığına uğramıştık. İnsanlık ve Türkiye için olduğu kadar Hatay için de giderilmesi imkansız bir kayıptı bu. Hatay’ın kurtuluşu uğrunda hayatını tehlikeye koyarak hasta halinde Mersin’e kadar gelip orada muazzam bir geçit resmi tertipleyen kurtarıcımız, zalim ve merhametsiz ecele boyun eğmiş, kurtardığı Hatay’ı göremeden Türk Ulusunun kalbindeki ebedi makamına göçmüştü.

Öte yandan Avrupa’da siyasal hava çok kararmış ve ikinci dünya savaşının belirtileri esmeye başlamıştı. Bu bakımdan Hatay davasının bir an önce kesin bir sonuca bağlanması gerekiyordu. İki hükümet arasında bu alanda siyasal görüşmeler hızlandı. Tek zorluk, yukarıda da işaret ettiğim gibi, sınır anlaşmazlığında kalmıştı. Fransızlar, o zamana kadar Antakya’ya bağlı olan Kesep bucağının Suriye’de kalması için ısrar ediyorlardı. Kesep’te 10 bin kadar Ermeni yaşamaktaydı. Bu bucakta halkın hepsi okur yazardı, bir kısmı da bir yabancı dil biliyordu.

Fransızlarla bu sınır işi çok çetin çatışmalara yol açtı. Ancak Avrupa’daki siyasal havanın ağırlaşması bu konuda fedakarlık yapmamızı gerektiriyordu. Sonuç olarak Kesep’ten vazgeçtik ve Hatay davasını bugünkü şekliyle çözümlemek zorunda kaldık. Fransızlarla bu anlaşmaya vardıktan sonra Hatay Millet Meclisi, 29 Haziran 1939’da toplanarak oybirliğiyle Türkiye’ye katılma kararını verdi ve kendi kendini feshederek dağıldı.

40 Asırlık Türk Yurdu, Ata’mızın isteğine uygun olarak böylece Anayurda katıldı.