39-Mehmetçik Hatay'a girerken

Türk Askeri Antakya'da (Köprü üzerinden geçerken)

Fransızlarla yapılan anlaşma gereğince 5 Temmuz 1938’de Türk birlikleri Hatay’a girecekti. Bütün hazırlıklar buna göre tertiplenmişti.

5 Temmuz 1938’de takviyeli 48. Dağ Alayı, Payas ve Hassa sınırlarından olmak üzere iki noktadan Hatay topraklarına ayak basmıştı.

Hassa sınırından giren birlikler, havanın sıcak olması dolayısıyla aynı gün, yani 5 Temmuzda Kırıkhan’a varamamış, geceyi yolda geçirerek 6 Temmuzda Kırıkhan’a girmişti.

Fransız birlikleri, Türk birliklerini törenle karşılamış, iki dost devletin temsilcileri bu törenleri heyecanla izlemişlerdi.

6 Temmuzda Türk birliklerinin girişini izlemek üzere o zaman “Yenigün”de çalışan rahmetli Ata Derviş’le birlikte Kırıkhan’a gitmiştik. Karşılama sırasında tanık olduğum bir olayı bu sütunlarda belirtmeyi faydalı buluyorum:

Kırıkhan’ın ana caddesi, iğneyi atsan yere düşmez örneği mahşeri bir kalabalıkla dolmuştu. Ata Derviş’le birlikte caddenin kenarına yakın bir yere yerleştik, birliklerin geçişini izlemeye başladık.

Önümüzde Antakya Ermeni cemaatinin başkanı (ve daha sonra Hatay Millet Meclisi üyesi) olan İsa Kazancıyan ile Avukat Karabet İzmirliyan duruyor ve bizim gibi geçişi izliyorlardı. Onlar bizi görmemekteydi.

Birliklerin geçişi durmadan devam ediyor, bir türlü arkası kesilmiyordu. Bir aralık Karabet İzmirliyan’ın İsa Kazancıyan’a şunları söylediğini duydum:

-Yahu bu ne biçim alay?.. Türkler Tümenin adını Alay koymuşlar galiba. Bunu da ahmak Fransızlara yutturuyorlar..

Bu sözleri Ata Derviş’de duymuştu. Beni dürttü, başımı salladım, duyduğumu anlattım.

Karabet İzmirliyan’ın hakkı vardı. Çünkü Albay Şükrü Kanatlı komutasında Hatay’a giren Alay, gerçekten bir Tümen kadar kalabalıktı.