13-Şapka devrimiyle ilgili bir anı

1924 yılından itibaren Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşından önce tasarladığı büyük devrim savaşına başlamıştı. Hepimiz Anayuttaki bütün hareketleri, özellikle Mustafa Kemal’in gerçekleştireceği devrimleri büyük dikkatle izliyorduk. Medeni Kanun kabul edilmiş, Şer’iye Mahkemeleri kaldırılmış, tekke ve zaviyeler kapatılmış, Tevhid’i Tedrisat (Eğitim Birliği) kanunu çıkarılmış, medreseler tarihe karışmış, Türkiye Batı uygarlığına ayak uydurarak çağdaş uluslar düzeyine yükselme çabasına koyulmuştu.

1925’te Şapka Kanunu çıkarıldı. Kanun, ilk olarak memurlar için şapka giymeyi zorunlu kılıyordu. Bir süre sonra kanun halka da teşmil edildi. Ben o günlerde Mersin’de bulunuyordum. Bir fötr şapka alarak giydim ve bu kılıkla Antakya’ya geldim. Şehre geceleyin vardığım için kimse beni bu kılıkla görmemişti. Evimiz Uzunçarşı’da idi. Sabahleyin evden şapkalı olarak çıktım. Cumapazarı’ndaki işyerime gidiyordum. Çarşı iki taraflı hayret içinde beni izliyor, sanki önlerinden bir domuz geçiyormuş gibi birbirlerini dürterek beni gösteriyorlardı. Sağa sola bakmadan, kimseye aldırmadan yoluma devam ettim. Karşıdan şehrimizin tanınmış sarıklı hocalarından biri geliyordu. Çarşının orta yerinde karşılaştık. Kendisiyle tanışırdım. Beni başımda şapkayla görünce durdu. Aramızda şu konuşma geçti:

- Yahu senin baban müslüman, deden rahmetli de müslümandı, senin bu halin ne?

-Çok şükür ben de müslümanım hocam..

-Acele etme, vakit henüz geçmiş değil. Derhal şu başındaki şu şapkayı çıkart, tövbe istiğfar et, tecdidi iman eyle ve cehennemlik olmaktan kutul..

-Hoca efendi, boğazınıza kadar giydiğiniz şu giysiler, hep kafir dediğimiz adamların giysileridir. Hatta sırtınızdaki cübbe de Bizans Patriğinin giydiği nesnedir. Başınızda bulunan fesin de islamlıkla bir ilgisi yoktur. Fes, Yunanlıların milli serpuşudur. Ben şimdi başıma giydiğim bu çuha parçasıyla kafir olur muyum?

-Olursun.. Çünkü kafirleri taklit edenler de kafirdir..

-Ama ben kafir değil, 13 milyon müslümanın (o zaman nüfusumuz 13 milyon idi) taklit ediyorum.

-Zırvalama.. Orada bir kanun çıkmıştır ve 13 milyon müslüman da kanun zoru ile şapka giymektedir. Bizde böyle bir zorunluluk yoktur.

–Hoca efendi, eğer bu kumaş parçasını başıma geçirmekle kafir olacaksam, ki ben böyle bir şeye inanmıyorum, öyle ise bu din çok çürüktür, sizin olsun, dedim ve yoluma devam ettim.

Hoca efendi arkamdan bakakaldı.

Benimle hemen aynı günde Antakya’da şapka giyen kişi Ragıp Mursaloğlu’dur. Ben şapka giydikten sonra bir çok arkadaş, dost ve yakınım şapkayı çıkarmam için öğüt verdiler., beni zorladılar. Fakat hiç bir şey beni kararımdan döndüremezdi, döndüremedi de.. 9 yıl sonra, 1934’de Yeni Camide bu yüzden linç edilmekten zor kurtulacağım kimin aklına gelirdi o zaman. Bu ilginç olayı, yani Yeni Cami olayını da sırası gelince bu sütunlarda anlatacağım.