9-General Gouraud ve eşraf

Fransızlar Lübnan’a kesin olarak yerleşmiş, Kral Faysal da İngilizlerin muvafakatiyle Şam, Hama, Humus, Halep ve Lazkiye’de birer Arap hükümeti kurmuş, ordusu, kabinesi ile bu ülkeye yerleşmişti.² Bir süre sonra İngiltere, yeni bir anlaşma ile Faysal’ın idaresindeki toprakları da Fransızlara bırakmış, Fransız birlikleri de sırayla Halep, Hama, Humus, daha sonra da Şam’I işgal ederek Faysal Hükümetini ortadan kaldırmış, buraları da Lübnan’a katarak Fransız mandası altında birleştirmişti.

Mandater Fransa, mandası altındaki bu ülkeye ilk Yüce Komiser olarak meşhur General Gouraud’(Guro okunur)yu atamış, Gouraud Beyrut’a yerleşerek görevine başlamıştı. 1921’de Gouraud Suriye ve Lübnan’da bir inceleme gezisine çıkmış, bu arada Antakya’ya da uğrayarak bir gün kaldıktan sonra ayrılmıştı. O zaman şimdiki hükümet konağının yerinde eski, 2 katlı ahşap bir hükümet konağı vardı. O dönemde Anakya’da Belediye Başkanı da Cemalizade Mustafa Efendi idi. Osmanlı hükümeti devrinde İttihatçılar tarafından bu makama atanmış, Fransızlar da kendisine dokunmamıştı. Cemalizade Mustafa Efendi görevine devam ediyordu. General Gouraud, “eşraf” denilen şehrin ileri gelenlerinin hükümet konağında toplanmasını emretti. İleri gelenler, hükümet konağında Kaymakamlık odasında toplandı. Belediye Başkanı Mustafa Efendi de protokol gereğince toplantıya katılmıştı. General Gouraud salona girdi, ayakta kendisini bekleyenlerin ellerini birer birer sıktı, adlarını, milliyetlerini sordu. Belediye Başkanından başka hiç kimse, Gouraud’ya hoş görünmek ya da dalkavukluk yapmak için Türk olduğunu söyleme cesaretini gösterememişti. Kimi Arap, kimi Kürt, kimi Acem, kimi Arnavut cemaatine mensup olduğunu ileri sürdü. Belediye Başkanı Mustafa Efendi, özü sözü doğru, çok samimi, dürüst ve yurtsever bir hemşerimizdi. Bu dalkavukluğu görünce dayanamadı, sıra kendisine gelince Gouraud’ya:

-Efendim, ben Belediye Başkanı Mustafa.. Türküm.. (Etrafındakileri gösterek) Bunlar da Türktür. Hepsi yalan söylüyor. Tükçeden başka dil de bilmezler, dedi. Tercümana dönerek “Sözlerimi sayın Generale doğru tecüme et” diye ihtarda da bulundu.

Bu ibret verici olayı, o zaman duruma tanık olan eski bir memurdan dinlemiştim.

Ne acı bir gerçektir ki, Osmanlı devrinde Türkten başka her milletin imtiyazı vardı. Bu zavalılar da kendilerini güvence altına almak amacıyla biraz bu geleneğin etkisi altında kalmış, kendilerini herhalde bunun için Türk diye tanıtmamış olsa gerek..

² İngiltere ile Fransa nüfuz bölgelerini Eylül 1919’da belirlemiş, Suriye Fransız bölgesinde kalmıştı. Faysal’ın Arap hükümeti ile krallığının ilan tarihi 8 Mart 1920’dir.